İngilizce’de Emotional Freedom Techniques kelimelerinin baş harflerinin kısaltılması olan EFT ( duygusal özgürleşme teknikleri ) kişinin enerji bedeninde oluşmuş duygusal tıkanıklıkların açılmasında kullanılan, bir yöntemdir. Uygulamalarının kökeninde Çin tıbbının tanımladığı kavramlar ve ilkeler yatar. EFT, bireyin enerji bedeni üzerinde oluşmuş duygusal tıkanıklıkların açılmasında kullanılan hızlı ve etkili bir tekniktir. Uygulamaların kökeni, binlerce yıllık akupunktur ve akupresur yöntemlerine kadar dayanır. Bugün çok sayıda psikolog ve tıp doktoru bir takım rahatsızlıkların ortadan kaldırılmasında EFT’den destekleyici olarak yararlanmaktadır. Herhangi bir yan etkisi bulunmayan, güvenli bir tekniktir. EFT NE GİBİ DURUMLARDA KULLANILIR? Olumsuz duygularda; • Öfke, endişe, korku, nefret, • Üzüntü, suçluluk, kıskançlık... gibi. Olumsuz inançlarda; • Ben de şans yok ki, talihsizim, • Bilgi
Hafıza, geçmiş yaşantıları zihinde saklama ve gereğinde bütünüyle veya parça parça bilinçli olarak hatırlama yeteneğine denir. Bellek, duyu organları yoluyla kazanılan algıları, simgelere dönüştürür ve bunları beynin belirli bölgelerine yerleştirip biriktirir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki beynimiz yaklaşık bir milyar sinir hücrelerinden oluşmaktadır. Bu kadar çok nöronun bilgi depolama kapasitesi dünyadaki bilgilerin çok büyük bir kısmını içerebilecek büyüklüktedir. Bilgilerin nöronlara yüklenebilmesi öğrenmedir. Nöronlara yüklenen bu bilgilerin bulundukları yerden çağrılabilmesi ise ''hatırlama'' dediğimiz süreçtir.
a.Duyusal hafıza: Duyu organlarımız ile algıladığımız bir bilgi ilk olarak çok kısa süreli hafıza olarak adlandırılan bu bölümde tutulur. Duyusal hafızanın kapasitesi 20-30 saniye ile sınırlıdır. Duyusal hafıza aralıksız olarak yeni mesajlar alır ve süre sonunda boşaltılır. Duyusal hafıza çok hasastır.
Hafıza teknikleri sizi sürekli olarak tekrar etme zahmetinden kurtarıp, zihninizin el değmemiş noktalarını faaliyete geçirerek, bilgileri belirli noktalara depolamanızı sağlayacak ve günler, haftalar, aylar, yıllar sonra dahi istediğiniz her zaman bilgilerinizi çok rahat hatırlayabileceksiniz. Günümüz dünyasında zekanın beyin hücrelerinin sayısının fazla olmasıyla değil, beyin hücrelerinin arasında bulunan bağlantıların fazlalılığıyla doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır. Aslına bakılırsa bu herkes adına son derece iyi bir haberdir. Çünkü zeka beyin hücrelerinin sayısıyla orantılı olsaydı, neredeyse hiç şansımız kalmazdı. Beyin hücreleri çoğalmadığı ve bu hücreler maalesef ki öldükten sonra yenilenmediği için, zihnimizin potansiyelini artırmak ve zekamızı geliştirmek hiç bir şekilde mümkün olmazdı. Oysa beyin hücreleri arasında bulunan bağlar, bağlantılar güçlendirebilir ve istenildiğinde artırılabilir bir yapıya sahiptir. Yani zihinsel kapasitemizi ve yeteneklerimizi artırmak bizl
İnsanın hafıza sistemi mükemmeldir ve hayranlık verir. Hafızamızda depolama ve buradan çekip çıkarma yeteneğimiz şaşırtıcıdır. Hafızamızla elde ettiğimiz becerilerin listesini yapmak güçtür. Oysa her birimiz adlarını tam hatırlamasak bile binlerce yüzü, yeri, sesi, kokuyu bilir, ayırt ederiz. Daha önce bir filmi (sayısız görüntüsüne rağmen) gördüğümüzü, bir espriyi duyduğumuzu veya bir yazıyı okuduğumuzu hemen söyleyebiliriz. Her birimiz genellikle çok eski benzer özelliklerini biraz saçın, iki gözün, iki kaşın, bir burnun, bir ağzın, bir çenenin, bir ten renginin biraz değişikliklerle yeniden düzenlemesiyizdir. Ancak, her insanın yüzü bir telefon numarasından daha iyi hatırlanır. Bir oda, bir resim ve bir sokak da böyledir. Buralarda bir şey değişmişse neyin değiştiğini söylememiz güç olsa bile, değişmeyi hemen farkederiz. Bunlar pasif hafıza faaliyetine dayanır. Bir de tecrübe ile kazanılanlar, (nasıl konuşulacağını, nasıl davranıla-cağını, nasıl yemek pişirileceği
ÖĞRENME VE HAFIZA
Sevgili meslektaşım, anlatığınız dersin, öğrencilerinizin hafızasında yer etmesi için, dersinizi aşağıda sıralanan beş anahtarı göz önünde bulundurarak hazırlayın ve anlatın. 1 - Güçlü bir başlangıç yapın Bir derste en değerli zaman, derse başladığınız ilk dakikalardır. Bu sebeple sınıfa zamanında gelin ve hiç oyalanmadan derse başlayın. Uzun giriş cümlelerinden, öğrencileri motive etmek için kaygı artırıcı, açık veya kapalı tehdit havası taşıyan yaklaşımlardan kaçının. Başlangıç etkisinden yararlanmak için iki öğeye dikkat edin. . a) İlişki kurun: Sizi dinleyecek olan öğrencilerinize bildiklerinizi ve öğretmek istediklerinizi aktarmanın yolu, onlarla ilişki kurmaktan geçer. Bu istek gözlerinizden, bedeninizden ve hareket biçiminizden dışarı yansır. Sınıfın ilgjsini çekecek bir giriş yapın, bir soru sorun, bir espri yapın, fıkra veya olay anlatın. b) Öğrencilerinize derste anlatacaklarınızla ilgili bir plan verin: Bu
• Birisinin adını ilk defa duyduğunuz zaman dikkat edin. "İsim unutmak" çok kere, başlangıçta iyi algılayamamış olmaktan kaynaklanır.
• Öğrendiğiniz ismi hemen kullanın. Örneğin "Günaydın Ahmet Bey,", "Murtaza ne kadar değişik bir isim değil mi?", "Fatma Hanım'ın dediği gibi..." ismi yüksek sesle söylemek, çok iyi bir prova yoludur. Konuşmanız sırasında ismi bir veya iki kere kullanın veya dikkatinizi toplayıp ismi sessiz olarak içinizden söyleyin. • Gördüğünüz kişinin çehresiyle duygusal bir çağrışım yapın. Bu kişiden kullanılmış bir araba alır mıydınız? Bu kişiye para veya bir başka şey emanet eder miydiniz? Bu kişi tanıdığınız birine benziyor mu? • Kişinin dikkat çeken bir özelliğini onun adıyla birleştirmeye
İyi hatırlamak için öncelikle unutmanın sebeplerine bakmak gerekir.
Unutmanın sebepleri şunlardır:
1) Bir olay veya bilginin içine gerektiği kadar girmemekten ötürü zayıf bir izlenim alınması.
2) Tekrarlamamaktan ötürü izlenimin kaybolması.
3) O izlenime, başka izlenimlerin karışması.
4) Hatırlamaktan hoşlanmadığınız anıların bastırılması.
O halde hatırlamak için işe yukarda sıralananların tersini yaparak başlamak gerekir. Bunun için şunları yapmak yerinde olur:
1) Dikkati olay veya bilgi üzerinde yoğun bir şekilde odaklaşturarak kuvvetli bir Menim edinmek.
2) Düzenli tekrarlar yaparak bilgiyi (izlenimi) pekiştirmek.
3)&nbs